4 Şubat 2010 Perşembe

PİJAMA PARTİ'si......
Pijama partisi başlayalı saatler olmuştu ama zaman su gibi akıyordu, tabaklardaki yemekler neredeyse bitmişti. Kızlar konudan konuya atlayıp bir türlü asıl konuya gelemiyorlardı. Biri antremanda başına gelen olayı anlatırken, diğeri pastacı dükkanında denediği yeni tatları anlatıyor, bir başkası vizelerde ne kadar zorlandığından yakınıyordu. Konuşacak amma da şey birikmişti!
Naciye ise koltuğunda bir öyle bir böyle oturarak arkadaşlarını dinlermiş gibi yapıyordu. Çok sıkılmıştı, bir an evvel son bir aydır başından geçen olayları anlatmak ve Necati'den bahsetmek istiyordu. Nezahat arkadaşının sıkıldığını farketmiş olacaktı ki, hemen ortada konuşulan konuyu toparlayarak Pıt Pıt'a -Canım sen anlat biraz da, nedir bu önlük mevzusu? Senden dinlemek istiyorum diye sordu. Sorunun gelmesiyle Naciye'nin yüzünde adeta güller açmıştı. Hemen herşeyin başladığı o ilk günü anlatmak üzere ağzını açmıştı ki Çitlembik Çiğdem lafa girerek -Ablamla bana da birer önlük geldi biliyor musunuz? diye neşeyle şakıdı. Ardından Prenses Pınar ve Sportmen Oya ayrı ayrı -Bana da bana da! diye söze karıştı.

Naciye şaşkınlık içerisinde Fatma'ya ve Nezahat'e dönerek -Peki ya siz dercesine baktı. Kızlardan olumsuz cevap alınca aklı iyice karıştı. Bunca zaman gizli bir hayranı var diye düşünmüş, bu sayede epey meşhur olmuş ve çok hoş bir adamla tanışmıştı. Hatta adam ne kadar hoş olursa olsun gizli bir hayrana olan merakı yüzünden adamcağıza epey ters davranmıştı. Bir an için -Ya beni bir daha aramazsa! diye kısa bir panikleme yaşadıktan sonra önlük konusunu tekrar düşünmeye koyuldu. Ortada bir gariplik vardı: adamın birisi (neden hep bir erkek diye düşünüyorsa!) ona ve yakın kız arkadaşlarından bazılarına şahane önlükler gönderiyordu. Peki Nezahat ve Fatma'ya neden önlük gelmemişti. Peki ya Ayşegül? Gerçi ona önlük gelse bile kızın haberi olamazdı. Zavallıcık teknolojiden ve olan bitenden kopuk bir şekilde iş güç peşindeydi (!) Naciye bu düşüncelere dalmışken, Pınar onu dürterek lafa karıştı ve
-Heyoo! Noldu kızım? Çok dalgınsın bu akşam. Bak bize gelen önlükleri seriyoruz. Sanırım bizim de tıpkı senin gibi gizli hayranlarımız var. Ne kadar güzel değil mi? diyerek sevinçle kendi önlüğünü üstüne geçirdi.

Ardından Yelda, Çiğdem ve Oya da önlüklerini üstlerine giydiler. Fatma ve Nezahat özenerek arkadaşlarının birbirinden güzel önlüklerine bakıyorlar ve sahiplerine ne kadar da uygun olduklarını düşünüyorlardı. Onlara önlük ulaşmadığı için içleri biraz buruk olsa da rengarenk, cıvıl cıvıl önlükleri gördükçe neşeleniyorlardı.
Naciye de üzerindeki şaşkınlığı attıktan sonra önlükleri incelemeye koyuldu. Hakikaten tam da kızlara göreydi bu önlükler. Tıpkı kendisine gelen önlük gibi özenle paketlenmiş ve koca koca harflerle takma isimleri üstlerine yazılarak kargoya verilmişti. -Gerçekten çok enteresan! diye iç geçirdi. Bir süre sonra kızlar birbirlerine önlüklerin geliş hikayelerini anlatmaya başladılar, bir yandan da gizli hayranlarının onlar gibi yakın arkadaş olan bir erkek grubu olduğu üzerine varsayımlar üretiyorlar ve kısa zamanda Fatma, Nezahat ve Ayşegül'e de önlük geleceğine emin olduklarını söyleyerek önlüksüz arkadaşlarının gönlüğünü yapmaya çalışıyorlardı.

Konuşmalardan bir hayli sıkılan Fatma çöpü çıkarma bahanesiyle yanlarından ayrılarak mutfağa gitti. Tabaklardaki artıkları sıyırıp iyice dolmuş olan çöpü tam yükleniyordu ki arkasından Nezahat'in de uflayarak içeri girdiğini farketti. İki arkadaş belli etmeselerde, onlara herhangi bir önlük gelmediği için biraz üzülmüşlerdi. Nezahat omuz silkerek Fatma'ya çöpü taşırken yardım etmeyi teklif etti ve Fatma'yla birlikte sokak kapısına yöneldiler. Kapıya açar açmaz ikisi de yerde duran ve tıpkı kızların anlattığı gibi üzerlerinde koca harflerle isimleri yazan iki güzl paket ile karşılaştılar. Sevinçten havalara uçmuşlardı.
Şimdi onlar da -Yaşasın, bizim de önlüğümüz var! diyerek çocuklar gibi sevinebilirlerdi.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder